SÖZDE HERKES MASUM

25 Ekim 2014 Cumartesi

Karmaşalar bizim karmaşalarımız; kendi başına ifadeden yoksun birlik olmaktan korkan mevcudiyetlerimiz...

   Hayal ürünü hayatlar yaşıyoruz , yaşar gibi görünüyoruz .Elimizdekiler neden yetmiyor ya da istediklerimiz neden bu kadar uzağımıza düşüyor  ? Sorgulamaktan yoksunuz en büyük nedenimizde bu.!  Kadınız , anneyiz ve üretkeniz ama kırılmış tırnaklarımız kadar yakmıyor canımızı onurumuzun adım adım uzaklaşması. Vişne çürüğünü , pembeyi giyinmiş dudaklarımız konuşamıyor mırıldanıyor. Tövbelere kanıyoruz, ömrümüz rutubetleniyor  ve sadece izliyoruz.

   Ruhumuz hayatımızın kül tablası olmuş derince izler bırakırken yaydığı koku yalnızlaştırıyor. Her kelimemizden öfke , nefret ve kıskançlık akarken masumiyetimiz nereye saklanıyor. Ne zaman bu kadar kirlendik ? Toplasak kaç ruh eder bu kadar beden teslimiyeti abarttık abartalı kimliğimizi gömdük bu ülkenin topraklarına. Ve artık toprak bizden daha temiz , daha üretken ..


   Yalınayak geziyoruz cam kırıklarında adeta ,  soğumuzdan taş kesiyor zaman , kangren oluyor hayat kesiliyor birbir her yanından ve şimdi küsüyor bulutlar, küsüyor yağmurlar gitgide çoraklaşıyoruz , kadın olmayı unuturken insanlıktan da çıkıyoruz. Bağışlamıyor hiçbir tanrı şimdi bizi. 

                                                                                                              02.12.2013 
Sızlayan baharlarımın yağmurları bu çiseleyen;
Zamanın girdabından seninle kurtuldum ben
Şimdi en verimli topraklarımda
Can buluyor.
Avuçlarımda parmak izlerin
Neye dokunsam seni bırakıyorum
Sen dolu olmayı seviyorum
Asalak duyguların tamamıyla kestim göbek bağımı
Adam akıllı nefes alabilme vakti
Her ikindi huzurluluğunda sesin duvarlarıma çarpıyor
Yüreğimde büyüttüğüm
devleşmiş tüm paranoyalardan uzak bir aşk
adımlarım özgürlük seninle..
Çiçeklere bürünmüş hoyrat bir ruh bende ki,
Sende dinginleşen
Tanrı bana küs değil ise eğer
Ondan tek dileğim
Yanı başımdan hiç almasın sen
Mevsimlerin kışa döndüğü zamanlar vardır hayatta mevsimlerimin tümünü bahara çevirdi YAZMAK. İçinizde ki yüreğinizdeki düğmeleri birbir söküp suya düşürür yazı ; sizinle konuşur en önemlisi ise sizi de konuşturur. Kentler dolusu yalnızlık devrinde iken sizi anlatır , tarif eder birilerine. Bir Yazıyı incelediğiniz de sessizce kuytunuza dokunur yüreğinizin ayaz da kalmış ne varsa içinizde ısıtıverir birden bire ; ellerinizin soğunu alır ısıtır bakanı da baktıranı da.bir salıncaktan düştü kucağıma bu yetenek emek verdikçe güzelleşti içimin sesleri , sağ omzumda taşıdığım melek dile geldi yansıması düştü suya , düşlerim suda can buldu. İçimde ne varsa katık yapıp çizdim suya , umudun mavisini , düşlerin beyazını , hüznün buğusunu , aşkın kırmızısını , dostluğun yeşilini ve daha pek çok rengi içimdeki yolculuklara içinizde ki yolculuğu da katın ve buyrun HOŞ GELDİNİZ

23 Ekim 2014 Perşembe

Ruhum'a

İçim sıkılıyordu sen gelmeden önce hayatıma merdivenlerin orta basamağında nefesini tüketmiş  lanetler yağdıran yaşlı bir kadının asabiyeti ve umutsuzluğu vardı üstümde  ; derken seni tanıdım sıradan bir tanışmaydı bizimkisi öyle filmlere de konu olamazdı hani ama koca dünyanın üstüne çizik attırdı bana  sevdan. Ruhumu ruhuna değdirip seni bana beni sana katmak için bekledim.  Anların dışında her şeyin kifayetsiz kaldığı  şeyler yaşadık seninle iyimser olup hep güllük gülistanlıktı yalanını söylemeyeceğim kendime , bazı zamanlarda öyle yıprandım ki güneşim içime doğmuyordu. Ama sabrettim bir hayal yazdım aklımdan yüreğime seni ve beni gömdüm geleceğime ; tam vazgeçtiğim ruhumda ki kuşları semaya salmaya ramak kala değişti her şey bende ki her şey aynı iken sen birden bire değişmiştin hayalimde ki haline bürünmüştün zalim denilen zamanın şefkatini hissettim bir anda omuzlarımda ve şükrettim olan biten herşeye. O günden sonra hayatımda yaşanan 30 yılın 25 senesinin tüm huzursuzluğu yerini seninle dolu 5 senenin tattırdığı mutlulukla unutuldu.  Aynı evi , hayatı , ruhumu paylaştığım adam  şimdi hayat ikimize bir armağan veriyor yapım aşamasında içimde büyüyor sana benim kadar aşık bir kız geliyor. İçimdeki çocukla baş etmesi zordu bilirim 2 kız çocuğuyla ne edeceksin bir fikrim yok tek bildiğim o belli etmeyen bedeninde atan kalbinde bize kocaman bir yer hazır biliyorum ve seni her zamankinden daha da çok seviyorum. 



Göz neye bakar ne görü ne anlar ? Nereden bakmalı anlara yoruldum ayol sorularımdan ?

akıl sağlığım :)

Masama oturdum bir heves bir umut yağmur yağsa da izlesem diyorum. Hamileliğimin verdiği kuruntuları temizlese ruhumu arındırıp ;  hamile kalana kadar etrafımda ki hamilelere bakar bakar gülerdim ne kadar saçmalayabildiklerine şaşardım. Ama işin içine ateşin orta yerine düşünce herkesten beter oldum çıktım her şey güllük gülistanlık iken bir anda kurduğum senaryolar  Hitchcock ’ a şapka çıkartır. Dikkat dağınıklığım zaten hep vardı odaklanma problemi hep yaşadım ama bu sefer her şey top 10 da 1 numara  hızda ilerliyor . Her zaman sabırsızlığım ile ün yapmışımdır bir de buna anne olmayı bebeğime kavuşma gününü beklemek eklenince dayanılmaz oldu ; beklenmesi en zor ama en heyecanlı şeymiş şu 9 ay daha 5.5 ay oldu geride bir bu kadar daha var nasıl geçer bilemiyorum . 3 hafta da bir girdiğim ultrasonlarda minik ellerini ayaklarını ve kıpırdanmalarını gördüğüm prensesimi görmeye daha 2 haftam var bekleyiş hem sevgi hem özlem hem de merak dolu.  Eşime de sabır diliyorm bu ara adam benim normal halim ile cebelleşirken hormonlarımın tavan yaptığı zırvalarımın havada uçtuğu şu günlerde aklını kaçırması an meselesi J Bana bol bol dua edin ne ben ne eşim aklını kaçırmadan kavuşalım prensesim MİSLİNA LARA’ya 

22 Ekim 2014 Çarşamba

''Ancak yalnızlıkları birbirine benzeyen insanlar uzun yolda birbirini kaybetmez.'' Ertekin Akpınar

Günaydın....


Günaydın umuda, sevince, aşka 
Günaydın el emeği göz nurlarına 
Günaydın taş duvarlara, saksılara 
Ve cancağzım sana da günaydın


Tünel İnsanlar

Bazı insanlar vardır giren çıkan hayatımıza zaman zaman kısa bazense ömürlük mesken ederler hayatımızı bir şeyler kötü giderken aniden beliriverirler bir yerlerden; huzura giden kestirme yolu sokarlar gözümüze kendimize getirir bir cümle ile bir bakış ile …tünel insanlardır onlar yer ederler ruhumuzun çıkmazlarına. Savaş tamtamları çalar içimizde , zihnimizde bizi bize kötü hissettiren ne varsa savaş açmışızdır artık onlara toparlarız kendimizi geçmişimizle yaşamayı öğrenirken prangalı kalmamayı da huy ediniriz. Sevmeye başlarız kendimizi , tanırız önce bizi sonra tüm çevreyi kazandığımız özgüvenin verdiği bencillik ile ilk onları kırarız oysa bir gün giderler ne yerleri dolar ne de siz o günden sonra kendinizi gerçekten sevebilirsiniz. 

Sorular ve Ben

Beklemediğim sorular soruyor aniden zihnim bana ve ben bu sorular karşısında afallıyorum.  Kendimi görmekten kaçtığım anlarda cevap veremiyorum bu sorulara ; ama kendimi ayna ettiysem ruhuma bu kez ters köşke ediyorum kendi kendimi ! İçimde ki yaraları kaşıyanlardan uzakta durmaya karar veriyorum ruhuma notaları değen müzikleri dinlediğimde , düşüyorum içimden kendi içime tekrar tekrar ; soruyorum herkese sessizce neden böyle kötü olduk ? ne ürpertti ruhumuzu da korkudan kararmış kalbimizi kalkan ettik . Bakmaya kıyamadığımız kalpleri kırmaya ne itti bizi ? Cevap çok ama cevap yok herkes suskun , herkes sözde masum ….