SÖZDE HERKES MASUM

22 Ocak 2015 Perşembe

Ruhun Gidişi






Dokunduğu ne varsa lanetlenmiş gibi bu sabah ;
Özlenenler uzak olmanın ötesinde ,
Çok sisli bir ormanda kayıp gibiler..
Ruhunu doyuramayan
Bedenleriyle yaşayan kayıp giden insancıklar
Ne yaptık hangi günahın bedeli
Bu tatsız tutsuz dünya ?
Gerçeklikten kaçacak kadar ne zaman yalana bulandık
Hiçbir tutar yanı yok kelimlerin,
Artık gökyüzünün karanlık anına teslimiz
Gün ışığı yaramaz bize sevgili
Alenen yaşanır gün ışığında herşey
Yarattığımız yakın uzaklık
Hangi terminalin tuvaletine sığınabilir ?
Kaçıncı tövbe bozuşu hayallerin
Kaçıncı ceketimizin iç cebinde saklayışımız
Tükenişimizi
Tükenmekten tükendim alıp götürüyorum
Bende ki son demini yaşayan beni…


18 Ocak 2015 Pazar

Hrant Abi...

   



Hani Allah’ın verdiği canı Allah almalıydı ; bize bunu öğretti dinimiz , hoşgörüyü öğretti Kolaylaştırın, güçleştirmeyin. Müjdeleyin, nefret ettirmeyin. Birbirinizle iyi geçinin, ihtilafa düşmeyin dedi neden o zaman katilin sırtını sıvazlamak….

 Kendinden olmayanı düşman belleyen akıllara yüreklere teslim ettik dünyayı sonra da türkü yazdık biz  büyüdük kirlendi dünya oysa kirlenen bizdik. Kendimize açılan tüm kapıları birer birer kilitledikten sonra cam kenarında hasret dizeleri yazdık bu yüzden samimi olmadı hiçbiri.
     Koca bir kentte kocaman yürekli bir adam öldü ; yitirilişini tüm ülke tüm dünya izledik. Bizi yaratan ne güzel renklere bulamıştı hepimizi her birimiz farklı renkte ama aynı anda koca bir resimdik gökkuşağı gibi. Aynı bütüne ait yarımları bilerek isteyerek ayırdı koca koca adamlar filler tepindi çimenler ezildi.

      Biz katilini tanıyoruz yüreğini birliğe adamış bu adamın ; sustukça azalıyoruz azaldıkça üşüyoruz. İnadına kardeşimsin diyen adamın inadına sevdalısıyız. 

Eyvallah




Bazı akşamlar ay boğuktur ulaştıramaz yürek hikayesini size. Bu akşam ya benim yüreğimin penceresi dışardaki hikayelere izole edildi ya da ay bu akşam yalnızlığa dair senfoni orkestrası kurdu dinliyor. Yıldızlarla dolu gökyüzünde yürek ateşimle kül olan dostlarımı anımsadım. Hayatın göz alıcı renklerine boyarken resmimizi tualin sağ altına nankörlük imzası atar olduk. Hep içimizin dışında kalanları suçladık oysa el ele verip söyledik biz bu acıklıyı şarkıyı…İçimde ki mevsimin her daim baharı iki kızı çok özledim ; gözlerim rutubetlendi bir telefon kadar yakınken söylediği yalanlar kadar uzağıma düştü biri. Aramızda kmler saatler varken attığımız kahkahalara 1 saat mesafe kalmışken aramızda yakarak son verdik hayal bahçemizi. Hangi menfaate sattın ruhundaki beni diye düşünüyorum şimdi neden yüreğin küçülen benliğinin gölgesinde kaldı diye soramıyorum bile sana yıllar sonra kırışan göz kenarlarınla dinle bu sesimi yürek makamının es’i çok cılız artık … Sana da eyvallah bundan sonra

1 Ocak 2015 Perşembe

Kuş Kanadı

Umutları kuşların kanadında mı asılı unuttuk sevgili giden umut gerçeğiyle dönmüyor tüm gerçekliğileyanıbaşımdayreğimde olduğun için minnetar yüreğim yüreğine..Kuşlar gökyüzünden vazgeçtiği an başlar dünyada ölüm gökyüzümsün bilesin 01.01.2015 

Bir fincan sahlep...

    


Hayatım boyunca kendi içimde kavgalarım oldu kendime kızdığım , inandıklarımın yalan olduğunu gördüğümzamanlardayer yer küsmüşlüğüm vardı kendime  ne zaman yüreğimi özgür bıraktımve affettim herkesi o zaman kendime yeniden döndüm. İçimizde barındırdığımız her nefret zerresi yüreğimizi karartıp önce bizi bizden ediyor. Sersemlemiş vaziyette duvarlara tosladım durdum yıllarca ama yüreğimde ki  sevgi birgün herşeyi  affetmemi  içime dönmemi sağladı o günden beri elimde bir fincan sahlep her kış affedişimi kutluyorum ve kendimi aldığım her yanlış kararla bir bütün olduğumu  biliyorum bu yüzden geçmişimdeki herkesi yaptıklarıyla başbaşa bırakıyorum..